Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Günümüzde sivil toplum ve onun örgütlenmiş yapısı olan sivil toplum kuruluşlarının, temsil ettikleri kitlelerin, toplumsal yaşamın tüm yönlerine dair görüş, endişe ve taleplerine aracılık ettiklerine dikkat çeken Erdoğan, "STK'lar ortak irade ile demokratik düzene katkıda bulunmanın yanında, sosyal sistemin fonksiyonelleşmesi, toplumsal bütünleşmeyi sağlamada da önemli işlevler üstleniyor" dedi.
Devlet ile sivil toplum arasında keskin bir çizgi olmadığını ve sivil toplumun devlete toplumsal katılımı sağlaması için destek olmakla sorumlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, " Günümüzde STK'ların karar alma mekanizmasına katılımı, katılımın şekli ve oranı bir ülkedeki demokrasi standartlarının seviyesini gösterir hale gelmiştir. Demokratik bir devlet, halkın ekonomik ve politik karar verme süreçlerine doğrudan katılımını sağlamak için gerekli stratejileri ve destek politikalarını hazırlayan ve bu sürece toplumun ilgili tüm katmanlarını dahil eden ve dezavantajlı grupları karar verme süreçlerine katılım için yüreklendiren bir devlettir" diye konuştu.
STK'ların illa bir siyasi görüşünün olmasının gerekmediğini belirten Erdoğan, "Dernekler siyasi olmamalı, bir siyasi partinin arka bahçesine de dönmemelidir. Derneklerin tüm siyasi görüşlere eşit mesafede durması, temsil ettiği kesimin tüm renklerini içinde barındırması gerekmektedir. En büyük sorunumuz budur. O nedenle ülkemizde sivil toplum kurumları etkin olamıyorlar" dedi.
Kendi derneklerinin hiçbir siyasi partiye yakın veya uzak olmadığını söyleyen Erdoğan, "Sıradan bir hemşeri derneği olarak da faaliyet göstermeyeceğiz. Amacımız azınlık grupların dayanışması şeklinde, ortaya çıkan hemşeri derneklerine yeni birini eklemek değildir. Çıkar birlikteliği değildir. Amacımız çoğunluğun birlikteliğine ve beraberliğine hizmet etmek, sessiz çoğunluğun sesi olmaktır. İnsanlarımızı bir yerlere sevk etmek, bir yerleri adres göstermek değil, onurlu bir geleceğe, başı dik bir şekilde hep beraber yürümektir" diye konuştu.
Gaziantep'in Türkiye'nin lokomotif illeri arasında yer aldığına dikkat çeken Erdoğan, "Gaziantep'in demografik yapısı dünyadaki sanayileşmiş kentlerin demografik yapısından farklı değildir. Ticaret ve sanayideki gelişmeler demografik yapıyı etkileyen en önemli faktörler arasında yer alır. Gaziantep en fazla Urfa'dan göç almıştır. Bunda coğrafi yakınlığın yanında aynı kültüre, aynı folklorik özellikler sahip olmanın önemi çok büyüktür. Bizler aynı toprağın insanlarıyız. Biz artık Antep'in asli unsurlarıyız. Biz ne kadar Urfalıysak o kadar da Antepliyiz. Amacımız kültür ve dayanışmadır. Kültürel değerlerimizi, ahlaki normlarımızı, toplumsal ritüelleri muhafaza ederek şehir yaşamına uyum sağlamak istiyoruz" dedi.
Dayanışmanın, kentin kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşme ve birlikte hareket etmekten ibaret olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Derneğimiz birlikteliğin yanında dayanışmayı da sağlamayı amaçlamaktadır. Gaziantep'te yaşayan bütün Urfalıları katkı sunmaya davet ediyoruz. Gücümüz sayımızın çokluğunda değil birlikteliğimizde olacaktır. Unutmayın bir otobüs durağında bekleyen ya da, kalabalık bir caddede bulunan insanların bir kıymeti harbiyesi yoktur. İnsan topluluklarının, halk yığınlarının bir değer ifade etmeleri ortak bir gayede buluşabilmeleri nispetinde, ortak bir amaca ulaşmada gösterdikleri çaba derecesinde olacaktır. 'Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir. Kimin himmeti kendi nefsi ise o insan değildir' ilkesel duruşu rehber edinmeliyiz. "